Süper Lig'de Zirve Hesapları


Spor Toto Süper Lig'de 23. haftanın en önemli karşılaşması, İstanbul derbisinde Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi karşı karşıya getirdi. Karşılaşma iki takım için de önemliydi ancak Beşiktaş açısından mutlak kazanılması gereken bir maçtı. Siyah-beyazlılar aldığı önemli galibiyetle, şampiyonluk yarışında ben de varım dedi. Beşiktaş maçı kaybetseydi, bu akşam Başakşehir'in alacağı olası galibiyetle liderle arasındaki puan farkı sekize çıkacaktı ve gerçekçi olmak gerekirse şampiyonluk şansı mucizelere kalacaktı.
Gelelim dün akşam ki derbiye..
Maçın ilk yarısı ve ikinci yarısı tamamen farklı senaryolar üzerinde gerçekleşti. Maça baskılı başlayan Fenerbahçe, golcüsü Fernandao'nun ayağından bulduğu gol ile maçın hemen başında öne geçti. Erken yenilen gol ev sahibi siyah-beyazlılarda soğuk duş etkisi yarattı. Golün ardından Beşiktaş beraberlik için yüklense de net bir gol pozisyonu üretemedi ve ilk yarı Fenerbahçe'nin istediği gibi sonuçlandı. İlk yarıda İsmail Köybaşı'nın sakatlanmasının ardından, sol bek alternatifi olmadığı için Isla sağ bekten sol beke geçti ve İsmail'in yerine oyuna giren Şener kendi mevkisi olan sağ bekte görev aldı. 
İkinci yarıya daha arzulu başlayan ev sahibi Beşiktaş, 49. dakikada Vida'nın kafa golüyle skora dengeyi getirdi. Beşiktaş adına gol için iyi bir zamanlamaydı. Golden sonra taraftarının desteğini de arkasına alan siyah-beyazlılar baskısını iyice arttırdı ve teknik direktör Şenol Güneş, Vida'nın yerine Negredo'yu alarak çift forvete döndü. İnişli çıkışlı performansı ile Beşiktaş taraftarlarını ikiye bölen Quaresma, dün akşam attığı iki muhteşem golle ligde zirvenin kaderini değiştiren adam oldu!
Maçı eğer Fenerbahçe kazansaydı kuvvetle muhtemel Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışında saf dışı bırakmış olacaktı. İçeride oynayacağı Galatasaray derbisi dışında zorluk derecesi yüksek maçı da kalmayacak olan sarı-lacivertliler için şampiyonluk ihtimalleri dile getirilmeye başlanacaktı ancak Beşiktaş "Daha bitmedi!" dedi.
Beşiktaş ligde deplasmanda üst üste yapılan puan kayıpları ve ardından hafta arasında Alman devi Bayern karşısında alınan ağır yenilgi ile mücadeleye gergin başladı. Bu gerginlikte şüphesiz Pepe, Talisca ve Oğuzhan'ın olmayışı da büyük birer etkendi. Üstelik maça 1-0'da geride başlayan Beşiktaş, geriden gelerek bu maçı kazandı ve 3 puandan çok daha fazlasını elde etti. Beşiktaş'ın ezeli rakibi karşısında eksik oyuncularına rağmen sağladığı üstünlük, kadro derinliğinin de ne kadar iyi olduğunun göstergesi.
Kadro derinliği konusu da şampiyonu belirleyen önemli etkenlerden biri olacak şüphesiz. Bu konuda Beşiktaş ve Başakşehir'i, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye oranla daha şanslı görüyorum. Dün oynanan maçta İsmail Köybaşı'nın sakatlığı sonrasında sağ bek Isla'nın sola geçmek zorunda kalması, geçtiğimiz hafta Galatasaray'ın Kasımpaşa deplasmanında sakatlanan Serdar Aziz'in yerine Donk'un geçmesi gibi örnekler verilebilir.
Galatasaray'ın rakiplerine kıyasla fikstür avantajı var. Beşiktaş ve Fenerbahçe Türkiye Kupası'nda tekrar karşı karşıya gelecekler ancak sarı-kırmızılılar zorluk derecesi daha düşük olan Akhisarspor ile mücadele edecek. Ligde Başakşehir, Trabzonspor ve Beşiktaş ile iç sahada oynayacak Galatasaray'ın kalan haftalardaki en zor maçı Fenerbahçe deplasmanı gibi gözüküyor. Sarı-kırmızılılar iç sahadaki coşkulu oyununu derbi maçlarında da sürdürür ve deplasman fobisine son verebilirse, kısıtlı kadrosuna rağmen son ana kadar şampiyonluğu kovalayacaktır.
Fenerbahçe de Galatasaray derbisi dışında zorlu maçlarını atlatmış bulunuyor. Ligin ilk yarısında Akhisarspor mağlubiyetinden sonra başlayan yenilmezlik serisinin bir benzerini yine önümüzdeki hafta oynayacağı Akhisarspor maçı ile başlatabilirlerse, sarı-lacivertliler de şampiyonluk yarışının içinde bulunacaktır.
Beşiktaş'ın rakiplerine göre fikstürü daha zorlu. Kupada Fenerbahçe ve Şampiyonlar Ligi'nde Bayern karşısına Avrupa'ya veda maçına çıkacak olan Beşiktaş, konsantrasyonunu lige yansıtabilirse kadro derinliği avantajıyla birlikte ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe'nin önüne geçebilir.
Gelelim Başakşehir'e. Başakşehir'de sessiz sedasız şampiyonluk yürüyüşünü sürdürüyor. Geçen sezon Beşiktaş'a en fazla yaklaşan takım oldular ancak sonunu getiremediler. Taraftar baskısından yoksun, rahat oynayan Başakşehir kulübü bol alternatifli kadrosuyla bu sezon şampiyon olursa şaşırmamak lazım.

Aslan Deplasmanda Kayıp


Galatasaray, 22. hafta mücadelesinde Kasımpaşa ile karşı karşıya geldi. Aslan hem haftayı kayıpsız kapatarak liderliğini sürdürmek, hem de deplasman fobisine son vermek amacıyla karşılaşmaya mutlak galibiyet parolasıyla çıktı. Karşılaşmaya 4-2-3-1 dizilişiyle başlayan sarı-kırmızılılarda kart cezalısı Belhanda yerine Tolga Ciğerci oynadı.
Maça baskılı başlayan Galatasaray'da henüz ilk dakikalarda Bafetimbi Gomis, kısa süreli baygınlık geçirdi. Sağlık görevlileri gerekli müdahaleyi yaptıktan sonra tecrübeli oyuncuya oyundan çıkmasını önerdiler. Ancak Gomis oyuna devam etme kararı aldı. Gomis'in yaşadığı kısa süreli baygınlık sonucu takım arkadaşları da bir süre mental olarak olayın etkisinden çıkamadılar.

Gomis'in baygınlık geçirdiği an

İlk yarının son bölümüne doğru baskıyı arttıran Galatasaray'da Selçuk ve Feghouli uzaktan şutlarla gol aradılar ancak kaleci Ramazan gole izin vermedi. Galatasaray daha baskılı oynayan taraf olsa da, uzaktan şutlar ve köşe vuruşları dışında Kasımpaşa kalesinde büyük tehlikeler yaratamadı. 37. dakikada Ryan Donk'un muazzam pasıyla topla buluşan Garry Rodrigues, harika bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Fatih Terim geldiğinden bu yana performansında büyük ölçüde artış görülen Rodrigues, rakiplerin korkulu rüyası haline geldi. Ancak koskoca Galatasaray takımında diğer oyuncuların gol için tek bir Rodrigues'e bel bağlaması akıl alır gibi değil. Rakip takım Rodrigues'i sıkı markaj altına aldığı zaman Galatasaray'ın pozisyon üretme şansı da mucizelere kalıyor. Sarı-kırmızılıların Kasımpaşa kalesinde, sağ kanattan Linnes'in birkaç etkisiz ortası dışında tehlike yaratamaması da bunu kanıtlar nitelikte. Linnes'ten vazgeçmek istemeyen Terim, Tolga Ciğerci yerine Gomis'in arkasına Feghouli'yi çekerek sağ kanatta Mariano'ya şans verse, Galatasaray sağ kanadı daha etkili kullanabilirdi. Tolga Ciğerci çok koşan, rakibin kontrataklarını faulle durduran bir oyuncu olmasının haricinde pek fazla vasıfları olan bir oyuncu değil. Galatasaray'ın gol aradığı maçlarda Donk ve Tolga ikilisi aynı anda sahada olmamalı. Çünkü rakibiniz Sivasspor, Kasımpaşa gibi savunma ağırlıklı oynayan takımlar olduğu zaman set oyunu oynayan, rakip savunmanın kilidini açabilecek daha efektif oyunculara ihtiyaç oluyor. Belhanda'nın eksikliği de bu karşılaşmada fazlasıyla kendisini gösterdi. Galatasaray, Belhanda'nın oynamadığı Trabzonspor, Sivasspor ve son olarak Kasımpaşa deplasmanlarından eli boş döndü. Belhanda'nın şapkasını önüne koyup düşünmesi ve kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. Fenerbahçe derbisinde olduğu gibi Antalyaspor maçında da gördüğü son derece gereksiz kartlarla takım arkadaşlarını yalnız bıraktı.
Galatasaray Rodrigues'in golüyle devre arasına önde girmeyi planlarken 45'de hakem Halis Özkahya, Kasımpaşa lehine penaltı verdi ve Diagne topu ağlara gönderdi. Penaltı pozisyonu tartışılır ancak şu da bir gerçek ki Serdar Aziz'in ceza sahasında toplara daha temkinli girmeyi bilmesi gerekiyor. Çünkü Serdar için bu durum ilk değil! 
İlk yarıdaki penaltı pozisyonu sonrasında sakatlanan Serdar Aziz, devre arasında yerini Eren Derdiyok'a bıraktı. İkinci yarıya 4-4-2 dizilişiyle başlayan Galatasaray'da ilk yarıda sahanın en iyisi olan Donk stoper pozisyonuna, Tolga ise Selçuk'un yanına geçti. Donk'un stopere çekilmesiyle orta sahada güç kaybeden sarı-kırmızılılar, tabiri caizse Kasımpaşa'nın ekmeğine yağ sürdü. Ayrıca Selçuk gerçeğini de gözardı etmemek lazım. Selçuk ilk yarıda iyi çalıştı ancak bu saatten sonra Selçuk'tan 90 dakikayı kaldırmasını beklememek lazım. Selçuk'un Galatasaray'a vereceği katkı en fazla 50-60 dakika olur.
İkinci yarıda takım olma kimliğinden oldukça uzakta olan Galatasaray, sabırlı oynamak yerine doldur boşalt toplarla rakip kalede gol aradı ve bu durum Kasımpaşalıların işini kolaylaştırdı. Sağ kanatta varlık gösteremeyen Feghouli yerini Sinan Gümüş'e, yorgun Selçuk İnan ise yerini Yasin Öztekin'e bıraktı. Galatasaraylı oyuncuların sadece golü düşünen ancak gol tehlikesi yaratmaktan da uzak ilkel oyunu, Kasımpaşa atakları olarak kendi kalelerine dönmeye başladı.
Kasımpaşa sekseninci dakikada duran top organizasyonuyla Koita'nın ayağından ikinci golü buldu. Kasımpaşalı oyuncular ceza sahası içerisinde toplamda 4 kez topa dokunarak ağlarla buluşturdular. Galatasaray savunması ise golü izlemekle yetindi. Kalan dakikalarda Gomis ile net bir fırsat yakalayan Galatasaray, topu savunmanın çizgiden çıkarması sonucu golü bulamadı ve deplasmanda yine kaybetti.
Galatasaray bu sezon Ndiaye'nin gidişi ve Fernando'nun uzun süreli sakatlığı sonucu orta sahada güç kaybetti. Elbette Fatih Terim'in yanlış kararları da mağlubiyette etkendi. Ancak orta sahadaki eksiklikler, tecrübeli teknik adamın elini kolunu bağladı. Serdar Aziz'in sakatlığı sonrasında Denayer'in yokluğu da hissedildi. Yedekte hazır stoper bulunmayışı, sahanın en iyisi Donk'un da orta sahadan stopere çekilmesine ve Galatasaray'ın orta sahada güç kaybetmesine sebebiyet verdi.
Galatasaray'ın bu orta saha oyuncuları ile şampiyon olması uzak ihtimal. Ancak Fernando ve Belhanda'nın takıma dönmesiyle Fatih Terim'in eli güçlenecek ve Galatasaray "Şampiyonluk yarışında ben de varım!" diyecektir. Ayrıca Terim'in Mariano'yu da tekrar kazanması gerekiyor.