Tecrübe Kazandı


San Siro dün akşam önemli bir maça ev sahipliği yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde görmeye alışkın olduğumuz Milan ve Arsenal takımları bu kez Avrupa Ligi'nde karşı karşıya geldi. İki takımın da liglerinde bulundukları konumlar itibariyle önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılabilme ihtimallerinin düşük olması, Kupa 2'yi daha önemli hale getirdi. Özellikle Arsenal yönetiminin Wenger'e karşı sabrının artık tükenmeye başladığı da bilinen bir gerçek. Zaten Wenger'i yıllardır somut başarısı olmamasına rağmen koltuğunda tutan sayılı sebeplerden biri, takımın her sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkı elde ediyor olmasıydı. Ancak geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılamayan ve bu sezon ligde şu anda 6. sırada bulunan Arsenal, 4. sıradaki Tottenham'ın 13 puan gerisinde bulunuyor. Gerçekçi olmak gerekirse Wenger'in bu sezon UEFA Avrupa Ligi'ni kazanmaktan başka çaresi kalmadı.
Bunun bilinciyle sahaya çıkan Arsenal maça kontrollü başladı. Milan ise beklenilenin aksine daha ilk dakikalardan topluca hücum ederek rakip kalede gol aradı. Ancak ev sahibi takımda kontrolsüzce yapılan hücumlar etkisiz kaldı ve rakip Arsenal kapılan toplarla hızlı hücum ederek Milan kalesinde daha büyük tehlikeler yarattı. Akıllıca oynayan Arsenal henüz 15. dakikada Mkhitaryan'ın golüyle 1-0 öne geçti. Geriye düşen Milan, üçüncü bölgede daha fazla topla oynayan taraf olsa da Hakan Çalhanoğlu'nun köşe vuruşlarında yaptığı birkaç orta dışında Arsenal kalesinde tehlike üretmekten oldukça uzak kaldı. İlk yarının duraklama dakikalarında sahneye bu kez Ramsey çıktı ve skoru 2-0'a getirerek Milan için işleri zora soktu. İkinci yarıda oyunu rölantiye alan Arsenal daha çok skoru korumak amaçlı sahadaydı. Arsenal savunmasında Mustafi-Koscielny ikilisinin hatasız oynaması, Gattuso'nun yaptığı hamlelerin de gol için yetersiz kalması maçın ilk yarıdaki skorla bitmesini sağladı. Arsenal alınan bu galibiyet ile büyük ölçüde turun kapısını aralamış oldu.
Gattuso'nun tecrübesizliği ve aşırı hırsı karşısında, Arsene Wenger'in tecrübesi ve soğukkanlılığı galip geldi. Gattuso senaryoyu gol atmak yerine öncelikli olarak gol yememek üzerine kursaydı ve en azından 0-0 beraberlik alabilseydi, Arsenal deplasmanında gollü beraberlikler bile Milan'a turu getirecekti. Ayrıca mutlak galibiyet anlayışıyla sahaya çıkan Milan'da Kalinic ve Andre Silva'nın yedek oturması da çelişkiydi. Hakan Çalhanoğlu çok iyi oynamadı evet kabul ancak vasatın bile altında kalan Suso 90 dakika boyunca sahada kalırken Hakan'ın 62. dakikada oyundan alınması da çok doğru bir tercih olmadı.
Arsenal cephesinde ise Mesut'a ayrı bir parantez açmak lazım. Mesut büyük oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi ve yaptığı iki asist, %88 isabetli pas oranı ile takıma hücumda öncülük eden isim oldu. Welbeck ise sprinter özelliğini çok iyi kullandı ve zaman zaman Milan savunmasına zor anlar yaşattı, ancak son vuruşlardaki zayıflığı farkın açılmasını önledi. UEFA listesinde bulunmadığı için maçta forma giyemeyen Aubameyang olsaydı, skor belki çok daha farklı olabilirdi.
Maçtan önce en çok Wenger'in tecrübesinden ve Mesut'un yeteneklerinden çekindiğini söyleyen Gattuso'nun korktuğu başına geldi. Tecrübe kazandı!

Cenk Yoksa Negredo Var


Beşiktaş 24. haftanın kapanış karşılaşmasında Trabzon'da Trabzonspor'u 2-0 mağlup ederek Fenerbahçe'nin kaybettiği haftada zirveye bir adım daha yaklaştı. Maçın ilk yarısında iki takım da temkinli oyun anlayışıyla sahadaydı. Talisca'nın karşı karşıya kaleci Onur'u geçemediği pozisyon dışında her iki takım da net gol pozisyonu üretemedi ve sıkıcı bir ilk yarı izledik. Beşiktaş'ta cezalı Quaresma'nın eksikliği hissedildi. Quaresma işte böyle bir oyuncu. "Ne seninle ne de sensiz" sözü sanki Quaresma için söylenmiş. Zaten bir hafta içerisinde oynanılan iki Fenerbahçe derbisi de adeta Quaresma'nın kariyer özeti oldu. İlk maçta şapkadan tavşan çıkartan Quaresma, ikinci maçta ise oyuna girer girmez kırmızı kartla oyun dışı kaldı ve takımını yaktı. Quaresma'nın halefi olarak transfer edilen Lens ise şans bulduğu karşılaşmalarda henüz vasatın üzerine çıkamadı.

İkinci yarıda Şenol Güneş ve Rıza Çalımbay'ın taktik savaşına dönüşen karşılaşmayı kazanan taraf Şenol Güneş oldu. İç saha maçından galibiyetle ayrılmak isteyen Rıza Çalımbay, gol umudu olarak orta sahadan Kucka'yı çıkartarak N'doye'un yanına ikinci bir santrfor Hugo Rodallega'yı oyuna sürdü. Tek santrfor oynayan takım gol atamadığında, çift santrfora dönüldüğü zaman hemen golü bulabilecekmiş şeklindeki anlayış ülkedeki yanlış futbol anlayışlarının başında geliyor. Evet Trabzonspor oyunun mutlak hakimidir ve sayısız gol pozisyonundan yararlanamamıştır, işte o zaman bu değişikliği hiç kimse yadırgamaz. Galatasaray eski teknik direktörü Tudor, kaybedilen Beşiktaş derbisi sonrasında kendisine yöneltilen "Linnes - Denayer değişikliğinde amacınız neydi?" şeklindeki soruya "Gol bulmaktı." cevabını verdiğinde yerden yere vurulmuştu. Çünkü Tudor'u yerden yere vuran kişilerin düşüncesine göre Linnes'i oyuna almak yerine Eren Derdiyok - Denayer değişikliği yapılıp Gomis - Eren çift santrfor oynasa, Galatasaray gol olup yağacaktı!
Maça tekrar dönecek olursak, Rodallega'nın oyuna girmesi Trabzonspor'un orta sahada güç kaybetmesine sebep oldu. Şenol Güneş ise takımının gol aradığı dakikalarda Rıza Çalımbay'ın yaptığı hataya düşmedi ve etkisiz Vagner Love'u kenara alarak Negredo'yu sahaya sürdü. Bu hamle Beşiktaş'a 3 puanı getiren hamle oldu desek yanlış olmaz herhalde. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe ile ligde oynanılan maçta yine sonradan oyuna giren ve Quaresma ile müthiş anlaşan İspanyol yıldızın bu hafta da Babel ile yakaladığı uyum, Beşiktaş'a galibiyeti getirdi. Babel'in attığı iki golün de asistini yapan Negredo, maçın son anlarında yine Babel'e kale çizgisi önünden harika bir pas çıkardı ancak Babel bu kez pozisyonu gole çeviremedi.
Şenol Güneş forma dağıtımı konusunda adaletli olmak istiyorsa, Love'u kulübeye çekip Negredo'yu ilk on birde oynatmalı. Love'un takım oyunundan uzak, bireysel oynama çabası takımın hücumdaki etkinliğini de düşürüyor. Fakat kaleye sırtı dönük oynamayı daha iyi bilen Negredo golcülük olarak istenilen seviyede olmasa da, takım arkadaşlarına yarattığı gol pozisyonları ve yaptığı asistler ile Vagner Love'dan daha fazla katkı sağlıyor.
Rıza Çalımbay'a bir eleştiri de sağ bek Pereira için yapmak lazım. 34 yaşındaki Portekizli, ikinci yarının ortalarına doğru oyundan düştü. İleri çıktığı pozisyonlarda geriye dönemeyen Pereira, savunmanın sağ tarafında rakibe boş alanlar bıraktı. Ayrıca bir pozisyonda rakibi Adriano'yu sakatlayan Pereira, kırmızı kart görebilirdi fakat hakem Halis Özkahya pozisyonu es geçti. Sol kanatta bulduğu boşluklar ile daha etkili bir oyun sergileyen Babel'in karşısına Pereira yerine taze kan olarak Kamil Ahmet oyuna alınabilirdi. Zaten Beşiktaş'ın bulduğu 2 golün de Pereira'nın kanadından gelmesi bunu kanıtlar nitelikte.