Barça Paramparça

 Barcelona'dan tarihi hezimet


Barcelona 1946 yılında Sevilla karşısında aldığı 8-0'lık yenilgiden bu yana ilk kez dün gece Alman devi Bayern karşısında kalesinde 8 gol birden gördü. LaLiga'da Real Madrid'e kaptırılan şampiyonluk sonrası Messi'nin "Kötü oynamaya devam edersek Şampiyonlar Ligi'nden de eleniriz." sözleri ve Napoli karşısında özellikle maçın son bölümlerinde zorlanmaları, aslında dün gecenin fragmanı gibiydi.
Bayern Münih maç öncesi kağıt üzerinde favoriydi ancak kimse büyük hezimeti beklemiyordu. Tarihi fark bence Barcelona adına zor bir durum olsa da hayırlı oldu. Çünkü Barcelona senelerdir transferlerden tutun hoca tercihlerine kadar baştan aşağı yanlış yönetiliyor. 1 veya 2 farklı golle Barcelona turu vermiş olsaydı bazı yanlışların üstü örtülecek ve görmezden gelinmeye devam edilecekti. 
Mağlubiyetin ardından beklenildiği gibi Quique Setien'in görevine son verildi. Barcelona'da önümüzdeki günlerde yaprak dökümü yine devam edecek gibi görünüyor. Radikal değişiklikler olacaktır elbette ancak değişimin en tepeden yani Barcelona yönetiminden başlaması gerekiyor. Görev süresi 1 yıl sonra sona erecek olan başkan Josep Bartomeu erken seçim kararı alabilir.
Katalanlarda Bartomeu göreve geldiğinden bu yana hoca tercihleri ve oyuncu transferleri Messi'nin isteklerine göre yapılıyordu. Kulüp adeta Arjantinli yıldızın deneme tahtası haline gelmişti. Profesyonellikten uzak bu yönetim tarzının bedelini dün gece ağır ödediler.
Lionel Messi kırılması zor rekorlar elde etmiş, sayısız başarılar, kupalar kazanarak şimdiden kulüp tarihinin en büyük efsanesi olmuş isim. Ancak ne olursa olsun hiçbir oyuncu kulüpten büyük değildir. Messi'den önce de Barcelona vardı, ondan sonra da olacaktır. 2006 sonrası Barcelona eşsiz bir sistem takımıydı, Messi'yse çarkın en önemli dişlisi. Messi tek başına efsane olmadı. Arkasındaki Xavi, Iniesta, Busquets, Dani Alves gibi önemli isimler sayesinde Messi oldu. Ancak Bartomeu yönetimi bütün planlarını yalnızca Messi'yi takımda tutmak ve onu mutlu etmek üzerine yaptı. Bugün gelinen noktada ne Messi mutlu, ne de Barcelona taraftarı. Messi Barcelona'yla özdeşleşmiş bir isim ve futbolseverler olarak onun zamanı geldiğinde futbola Barcelona forması altında veda edeceğini düşünüyorduk. Fakat son zamanlarda basında çıkan Messi'nin ayrılabileceği haberleri dünkü maçta alınan ağır yenilgiyle beraber kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Pandemi döneminde kulüplerin gelirleri azalmışken son dönemlerde ekonomik açıdan da çok fazla iyi durumda olmayan Katalan kulübünde maaş yükünün fazlalığı da yönetimi düşündürüyor. Yıldız oyuncuya karşı İnter ve Manchester City gibi takımların ilgisi olduğunu düşündüğümüzde Messi'nin başka bir takıma transferi artık sürpriz olmayacaktır. 
Yapılan transfer yanlışlarına da değinmek lazım. Son 3 sezonda yalnızca Antoine Griezmann, Ousmane Dembele, Frenkie de Jong ve Philippe Coutinho için ödenen bonservis bedeli toplamda 478 milyon Euro. Bu kadar büyük paralar harcanarak transfer edilen oyuncular peki dün akşam neredeydi? Griezmann ve Dembele yedek kulübesindeydi, Coutinho ise Bayern kulübesindeydi. Bitime 15 dakika kala oyuna giren Brezilyalı Coutinho, 1 asist 2 gol katkısıyla kiralık olarak geldiği Barcelona'yı paramparça etti. 478 milyon Euro'dan Barcelona adına sahada olan tek isim Frenkie de Jong'du. O da performansıyla büyük hayal kırıklığı yarattı. Bayern Münih'te ise gecenin kahramanları bekler Alphonso Davies ve Joshua Kimmich ile birlikte Thomas Müller'di. Alphonso Davies 1,5 yıl önce MLS'den 10 milyon Euro'ya transfer edilirken 2015 yazında takıma katılan Joshua Kimmich için ödenen bonservis bedeli 8,5 milyon Euro'ydu. Thomas Müller zaten altyapıdan yetişen bir isim.
Nelson Semedo, Clement Lenglet, Sergi Roberto, Frenkie de Jong, Ousmane Dembele gibi isimler Barcelona kalitesine hiçbir zaman çıkamadılar. Antoine Griezmann Atletico Madrid'de çok iyi işler yaptı, kalitesini kanıtladı ancak Barcelona'nın ihtiyacı olan oyuncu profili Griezmann değildi. Alba, Pique, Busquets, Rakitic, Vidal, Suarez gibi isimler kaliteli ayaklara sahip olsalar da artık yaşları itibariyle fiziksel anlamda düşüşe geçtiler. 
Pep Guardiola Barcelona'yı çalıştırdığı dönemde temellerini Cruyff'un attığı ve modern futbolda kendisiyle özdeşleşen tiki-taka'dan nefret ettiğini birçok kez dile getirmişti. Çünkü onun rüya takımı olan ve dünyada alınmadık kupa bırakmayan Barcelona'sında başarının temel taşı, oyunu rakip yarı sahaya yıkmak ve yüksek pres gücüyle rakibi bunaltmak esaslarına dayanıyordu. Buradan bir sonuç çıkıyor: Oyuncu yalnızca ayakları iyi olduğu için Barcelona'da oynamamalı. Bugün Barcelona kadrosu bireysel anlamda yetenekli oyunculardan oluşsa da yüksek tempo yapan takımlara karşı başarılı olması çok zor görünüyor.
Barcelona dün gece maçın başından itibaren mağlubiyeti kabullenmişlik vardı. Zaten ilk yarım saatlik bölümde yenen 4 gol de bunu kanıtlıyor. Sahada mağlubiyete isyan eden bir tane oyuncu yoktu. İlk yarıda Bayern'in 12 faulüne karşılık Barcelonalı oyuncular yalnızca 3 kez faul yaptılar. Messi ve takım arkadaşları sorumluluk almaktan son derece uzaktı. Bu durum Barcelona'daki sorunların yalnızca saha içinde olmadığını gösteriyordu. Yaşanan ağır travmanın ardından Barcelona'da taşlar yerinden oynayacak mı, bekleyip göreceğiz.

0 yorum: